Hairspray

Aslında o kadar fanı diilm filmin ama yazıcak yer bulamadım keşke sayın site kurucumuz "filmler" başlığı da açsa... Neyse ben filmin konusunu anlatayım:
Efendim, fazla kilolu bir genç kız olan Tracy Turnblad(Nikki Blonsky), televizyondaki Corny Collins Show'a hayrandır. Hergün okul çıkışında Tracy ve en iyi arkadaşı Penny (Amanda Bynes) şov programını izlemek için eve koşarlar. Onların bu durumu Tracy'nin annesi Edna (John Travolta)'yı endişelendirmeye başlar.
Corny Collins birgün şovundaki yıldızlardan bir tanesinin ayrıldığını ve yeni yıldızın izleyiciler arasından seçileceği haberini duyurur. Şova katılmaya karar veren Tracy, yeni star adayı için düzenlenen yarışmanın ve aslında program formatının hiç de adil olmadığını görecektir...

TıRıVıRı
Yapım Yılı: 2007
Süre: 117 dk

Yönetmen: Adam Shankman
Senarist: Leslie Dixon
Müzik: Marc Shaiman
Görüntü Yönetmeni: Bojan Bazelli

Bi kaç foto da iyi olur di mi ama önce ufak bir eleştiri. Bakalım filmi nasıl bulmuşlar?

Vizyonda bir yerli film fırtınasının estiği bugünlerde, değişik bir havayı ciğerlerine çekmek isteyenlerin seçenekleri ne yazık ki çok değil. Ama dipten, 1960'lardan gelen öyle bir esinti var ki; eğer birazcık gönlünüz varsa size keyifli bir iki saat geçirme garantisiyle birlikte salondan çıkarken ıslıkla çalabileceğiniz bir kucak dolusu şarkı vermek istiyor.
Hairspray, arıza gerilla yönetmen John Waters'ın 1988 tarihli müzikalinin yeniden yapımı. Kesinlikle izlenmesi gereken bir çok filme imza atan Waters'ın filmografisinde Johnny Deep'in acaip oyunu ile parlayan Cry Baby ile birlikte önemli iki müzikalden biri olan Hairspray, Waters'ın doğup büyüdüğü Baltimore'da geçen bir hikayeyi perdelerimize taşıyor. Filmi 2007 yılında yeniden beyazperdeye taşıyan yönetmen Adam Shankman'ın aslen Boogie Nights'dan A Life Less Ordinary'ye bir çok filmin kareograflığını yapmış olduğunu gözönüne alacak olursak ortaya müzikal tutkunlarını fazlasıyla memnun edecek bir yapım çıkacağını öngörmek zor olmaz herhalde.
Bir güneşli gün hikayesine sahip Hairspray, gece kapılar kapanıp ışıklar söndüğü zaman hayatın göründüğü kadar mutluluk verici olmadığını içten içe hissettiğimiz Baltimore'da zenciler ikinci sınıf vatandaş muamelesi görseler de, insanlar hırsları ve korkularının hayatlarını yönetmelerine izin verse de doğada hiçbir döngü karşıtı olmaksızın yer almıyor; bu fasit çemberi kıracak cesarete sahip birilerinin çıkıp rüzgarın karşısına dikilmesi ise güneşin parlamaya devam etmesine yetiyor da artıyor bile. Filmin her anında bıkmadan bize pompaladığı Amerikan Rüyası Divine'lı versiyonda nasıl bir parodiydi bilinmez ama, yaldızlar biraz kazındığı zaman altta görünmekte olan paslı metali gözlerimizden gizlemeye yetmiyor. Küçük bir kızın rüyalarını gerçeğe dönüştürebilecek sihirli değneğe sahip olan Amerika'da, insanların haklarını gasp ederek yıllar yılı toplumsal bir titri elinizde tutabiliyorsunuz, Michelle Pfieffer muzipçe göz kırpıyor bize burada.
Christopher walken'ın içinde yer alan dansçıyı zaman zaman zaptetmek istemediğini zaten biliyorduk, bu film bunu iyice gözler önüne sererek bizi mest ediyor, ayrıca John Travolta'nın beni hayretler içerisinde bırakan performansını da bu açıdan etrafı yıldızlarla çevrili bir pekiyi ile birlikte anmak şart. Birlikte evin arka bahçesinde dansettikleri sahne filmin zirve anlarından biri, ki film bana göre bu zirvelerden çokça barındırıyor. Şarkılar filme son derece uygun, icralar mükemmel, düzenlemeler ise zaman zaman size sessiz durmanın temel kaide olduğu bir sinema salonunda olduğunuzu unutturacak derecede coşkulu.
Müziğe ve sinemaya eş değerde tutkun olan herkes müzikallerin renkli ve bir o kadar sürreal dünyasına hayatının bir kısmında aşık olmuştur zaten; bu film içinizde sakladığınız bu heyecanı tekrar açığa çıkarabilmek için iyi bir fırsat. Hem sadece 60'ların dünyasında yaşanan zihinsel devrimi eğlenceli bir açıdan ve ucundan da olsa görüp yaşadığımız devrin paradigmasını özgürce selamlayabilmek için, hayat tarzına sahip çıkan insanların olmadığı bir toplumun asla özgür sayılamayacağını bir defa daha hissedebilmek için bile izlenmeli.
Tabi, sinema'da ayağınızla tempo tutmak halen muteber bir davranış değil; haddim olmadan hatırlatayım.

Şimdi de gelsin fotolar!



[

ya keşke sakarya ya gelse yaaaa

abicim onn için ne izleriz başlıını açtm yaa...
Saol paylaşım için.

rica ederm cnm siz isteyn ben aciim zaten mesajlar tam takır...

60 msj kih kih kih

gülme lan... basma damarıma dalarım haaaaaaa

yaaa tmm cnm kıs ztn int. giremio her zmn !!! bi de seyyy evtt ya ne güsel izlicektik ama gelmio haksızlık bu...

offf beaaa

ya artık napalım evde seyrederiz...

DVDsini alalım ilk çarşıya çıktıımzıda

aso bize wersene dvd sini

arkadaslar
oncelikle boole bi topic actiim icin sizden ozur diliorum hairspray berbat bir müzikal. cok cinsel icerikli sahne var. bir-iki fln derken bes-altı oluo... alooooo diosun yani. o filmi seyredecekseniz sırf zac efron icin seyredin baska da bi sey icin diil.

e ne aciosun o zmn baslii?

canı istedi allahım yaaaaa....o zmn seyretmemişti hem ben hala izleyemedim bilg. kafayı yedi o yüzden açmıo ama en kısa zmn da izlicem..izlemek istemeyenler izlemesin...

iyi o zmn ii ki gidememişimm zac içn izlenr

ne cinsel içerii bea izledm bn o filmi bi halt yok o aslıya öyle gelio en ufak şeyden kıllanıo kısın hayatnda öle bi film görmüşlüü mü vr meleim bnm anlamas ki
atlamayın hemen ya film gayet güzeldi bnce izlemeyenler konuşmasn.

küfrettirme beni...