Adamın biri doktora gitmiş. Kalbim çok hızlı atıyor demiş.
Uzun bir muayeneden sonra doktor "Atmaması lazım" demiş.
Adam doğru bir eczaneye gitmiş ve "at maması var mı" demiş.
Eczacı şaşırarak: "Beyefendi at maması bizde olmaz, siz köşedeki veterinere gidin" demiş.
Adam 4 kutu at mamasını almış ve bir ay boyunca kullanmış.
Sonuç mükemmel. 4 ay sonra adamın kalp şikayetleri yeniden başlamış ve doğru veterinere gitmiş.
4 kutu daha at maması istemiş.
Veteriner "kusura bakmayın at maması ithalatı artık yapılmıyor. Bizde de bitti" demiş.
Adam telaşla doktoruna gitmiş ve "at maması bitmiş" demiş .
Doktor da "bitmemesi lazım" demiş...
Afacan çocuğun doğum günüdür ve annesinden bir kırmızı bisiklet ister. Annesi de ona bisikleti hak etmediğini ve hazreti İsa'ya günahlarını itiraf ettiği bir mektup yazmasını söyler.
Çocuk odasına gider ve başlar yazmaya...
'Mukaddes isa hazretleri, hep yalan söylediğim için affedin. Söz veriyorum bir daha olmayacak. Bugün benim doğum günüm ve sizden bir kırmızı bisiklet istiyorum'.
Çocuk yazmayı bırakır ve sonra mektubu yırtar atar. Çünkü günahları o kadarcık değildir, ikinci mektubu yazmaya karar verir.
'Mukaddes İsa hep yalan söylediğim ve annemi dinlemediğim için beni affedin. Bu bir daha olmayacak. Söz veriyorum. Bu gün benim doğum günüm. Sizden bir kırmızı bisiklet istiyorum.'
Ve bu mektubu da yırtar, çünkü bunlarda işlediği bütün günahlar değildir. Ve başlar üçüncü mektuba. Yine olmaz ve afacan çocuk başka bir yol denemek için annesinden izin alır ve kiliseye gider.
Bunu gören annesi çok sevinir ve yaramaz oğlunun akıllandığını sanır. Küçük çocuk kilisede küçük Meryem Ana heykelinin yanına gider ve sağa sola baktıktan sonra onu çantasına koyar ve eve götürür.
Evde yine odasına çıkar ve İsa'ya son mektubunu yazar, 'BANA KIRMIZI BİSİKLETİ AL .ANAN ELİMDE REHİN.'
Tanri Adem'le Havva'yi yaratali birkaç saat olmustu ve ikisi üzerindeki son
rötuslari yapiyordu. Elinde sadece monte edilecek 2 parça daha kalmisti.
Bunlari hangisine takacagi konusunda kararsizdi. Sonunda onlara sormaya
karar verdi."- Elimde 2 parça daha var, dedi. Bunlari da sizlere
monteedecegim. Bunlardan biri ayakta işemeye imkan veriyor. digeri..."
Adem büyük bir coskuyla hemen atildi:"Ben, ben!! Bana ver onu. Çok
eglenceli olacak. Onunla ayakta iseyebilecegim. N'olur bana ver
onu."Adem'in ısrarlari ve çocuklar gibi ziplayip durmasina fazla
dayanamayanTanri, Havva'da bu konuda çok heyecanli görünmeyince, o parçayi
Adem'e monte etti.Adem sevinçten çilgina dönmüstü. Hemen etrafta kosturup
her yere isaretini birakmaya basladi. Bir kayayi islatti. Sonra kuma adini
yazdi. Sonra da ilerideki bir tasi vurmaya çalisti yeni oyuncagiyla.Nihayet
sakinlestiginde Tanri diger parçayi monte etmek için Havva'nin yanina
gitti. Havva sordu: "- Bana takacagin parça nedir?"....Tanrı: "- beyin "
dedi.
Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Holandalı, bir de bizim Temel barda sohbet ederlerken sıra gelmiş memleketlerini övmeye..
İngiliz,
"Arkadaslar. ." demiş "Bizim biramız cok meşhurdur.. içmeye kıyamazsınız
Fransız hemen girmis konuya
"Bizim kızlarımız meşhurdur.." demiş, "öpmeye kıyamazsınız"
Alman içini cekip " Hey gidi memleketim.. " demiş,
"Biz öyle arabalar üretiriz ki binmege doyamazsınız. ."
Holandalı hemen atılmış, "Evlerimiz.. " demiş,
"Bizim dünya şirini evlerimiz meşhurdur.."
ben şimdi okudum ay çok komik yaaa
Bizim en meşhur şeyimiz KGB'dir.." demiş Rus,
"Dünyanın bir ucunda sinek havalansa haberdardır ! ..
Sıra ona gelince İranli ya
" Halılarımız. ." demiş, "Yumuşacıktır ve çok meşhurdur.."
Sonra hepsi birden suskun oturan Temele dönmüşler..
Sakin sakin bakmış onlara ve gülerek baslamış söylemeye..
"Bizim delikanlılarımız meşhurdur.
Öyle ki ;
Alır Fransızın kızını , içer ingilizin birasını , Atar Almanın arabasına ,
Götürür Holandalının evine , Yatırır iran halısının üzerine , Degil kocasının,
KGB'nin bile ruhu duymaz.."
Selam, benim adım Wanda.
- Selam, benimkide Slyvia, sen nasıl öldün?
- Donarak öldüm.
- Ne kadar korkunç.
- Yok o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
- Peki sen nasıl öldün?
- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş üstünde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.
-Sonra ne oldu?
- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya başladım. Çatıyı, yatakların altını ama her yeri aradım fakat bulamadım. Ama aşırı yorulmuştum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.
-Keşke derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık
Agir bir hasta hastanede. Tüm ailesi bekleme odasinda doktorlardan haber bekliyor.
Yorgun ve umutsuz bakisli bir doktor çikiyor 'Tek yasam sansi var oda beyin nakli. Böyle bir ameliyati ilk olarak deneyacegiz, tabi masraflar hastanin ailesine ait.'
Aile, saskin, yorgun, çaresiz... Aralarindan biri 'Peki ama fiyat nedir diyor ?'
'Degisir' diyor cerrah. 5000 Euro erkek beyni kullanirsak, 200 euro kadin beyni kullanirsak.
Uzun bir sessizlik çöker. Beyler gülmemeye çalisirlar. Hanimlarla gözgöze gelmekten kaçarlar. Ama aralarindan biri merakini yenemez, peki doktor bu fiyat farkinin nedeni nedir? diye sorar.
cerrah gülümser. 'Eh tabi, ayni arabalar gibi, kadin beyinleri ucuz oluyor akillarini çok kullandiklari için. Kullanilmis akil, kullanilmis beyin. Erkek beyni hiç kullanilmamis sifir km araba gibi pahalı oluyor.'
Temel ,Dursun ve İdris fizik dersindeler.Hoca sözlü yapmak için Dursun u kaldırmış.
Kalk bakalım Dursun ! Sıcak bir günde arabanla gidiyorsun.Sıcak bastırdı.Ne yaparsın?
Camı açarım hocam.
Hoca atlamış:
Hah işte ! O camdan giren rüzgarın ivmesi nedir?
Dursun da yanıt yok tabi.
Öylece kalakalmış.Sıfırını almış oturmuş.Bu arada Temel ,hocanın lazlara gıcık olduğunu bildiğinden sıra kendine gelecek die korkmaya başlamış.Hoca bu kez:
İdris sen kalk bakalım deyince Temel iyice sinmiş.Hoca :
Söyle bakalım İdris.Sıcak birgün arabanla gidiyorsun,sıcak bastırdı ne yaparsın?
Ceketimi çıkarırım hocam.
Daha sıcak oldu ?
Camı açarım hocam.
Hah işte! O camdan giren rüzgarın ivmesi nedir?
İdris de yanıt verememiş sıfırı almış oturmuş.Temel i iyice almış bir telaş.Hoca Temel e dönüp ;Temel kalk bakalım.
Sıcak bir gün arabanla gidiyorsunn.Sıcak bastırdı ne yaparsın?
Ceketimi çıkarırım hocam
daha sıcak oldu?
gömleğimi çıkarırım
daha da sıcak oldu?*
pantalonumu çıkarırım.
Oğlum çok sıcak oldu?
atletimi çıkarırım hocam
oğlum yanıyorsun sıcaktan?
donumu çıkarırım hocam
Evladım ter içinde kaldın?
herşeyimi çıkarırım hocam
Sıcak imanını gevretiyo yahuu?
Hocam boşuna uğraşmayın açmam o camı